25 Kasım 2008 Salı

ÇAĞRIŞIM-1

Hicbir donemimde cok istahli biri olmadim, buna hamileligimde dahil, ama olmazsa olmazlarim vardir, zaman zaman yemekten mutlu mesut oldugum bazi ozel tatlarim, ve bana cagristirdiği anilar...
Mesela, firindan cikmis ekmegin uzerine surulmus sanayag (sanayag o zamanlar masumdu, her okul sonrasi 2 dilim sanayagli ekmek annemin vazgeçilmeziydi) bana Fatih gunlerini hatirlatir, her ne kadar artik sanayagli ekmek yemeyi midem kaldirmiyorsada, firindan yeni cikmis ekmegin mis gibi kokusu, Kemalettin Tugculu cocukluk gunlerimin unutamadigim tadiydi..

Kazandibinin yeri daha farklidir, Istiklal Caddesinin ve kolej yillarimin vazgecilmez tadidir..
1 tane siparis edilip 5 kisi tarafindan yenilen kazandibinin lezzetine varilmaz... Hele birde Sarayda yeniliyorsa...
Kazandibi bana kut kesilmis, kukuletayla tutturulmus saclarimi, 58 numara ince coraplarimi, Madonnayi, sari renkli sony walkmanimi ve herseyden onemlisi ilk kalp kirikligimi hatirlatir...

Cafe Rouge, fransiz sogan corbasi Londra gunlerimi, hayallerimi, Turkiye ve aile ozlemimi, North Finchley deki yuksek tavanli soguk evimi, uyuz komsularim Justin ve Shelly`i ve belkide o an hissetmedigim simdi ozlemini cektigim ozgurlugumu hatirlatir...

Hayatta yeni tatlar monumuze yeni anilarla eklenmeye devam ediyor....Hayat guzel, yemek yemek guzel, nice yeni guzel tatlara ve anilara...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder