9 Kasım 2010 Salı

Kosuyorum.. Surekli kosuyorum... O kadar yogun ve kalabalik yasiyorum ki herseyi tek basima kalinca korkuyorum..


----------------------------------------------------- 

Ebru Gundes...  Bugun takside dinledigim sarki cok ama cok uzun seneler oncesine goturdu beni, ilk eve tatile geldigim sene..  1992.. Yilbasi gecesi arkadaslarla disari cikmak istemistim ama annem, her zaman ki bahanesini kullanarak izin vermemisti.. Baban izin vermez demisti..  Tek cumle...Oysa ben cok uzaklarda, tek basima, kimsenin korumasi altinda olmadan bir hayatin icindeydim...

Isyan etmistim, kavga etmistim her zamanki cikintiligimi yapmis annemi uzmustum, ustune ustluk, olaya dahil olmak isteyen zavalli enistemide  paylamistim...

Butun israrlarima ragmen, o gece yilbasi gecesi, evden cikamamis, Ceran ailesinin yilbasi programina dahil olmustum..

Iste o gece, Ebru Gundes ve yanlis hatirlamiyorsam Tarkan, o aptal sarkisiyla, ilk defa TV`ye cikmislardi..

Ebru Gundes degil aslinda asil konu, asil konu pismanliklarim... o aksam pervasizca, sucsuz yere azarladigim enistemi son gorusumdu... Cok kisa bir sure sonra, kaybettik...

Icimde hep bir sucluluk duygusu tasidim.. Kimseyi uzmemek adina bazen uzulmeyi bile goze alarak, hep sustum...pisman olmamaya calistim..

Simdide susma hakkimi kullaniyorum...

24 Eylül 2010 Cuma

Cis Muhabbetleri!!!

Bir cis muhabbetidir gidiyor evimizde... Giray`in tuvalet egitimine basladik, her yere isiyor.... Buyuk oglan deseniz, her cisi geldigi zaman yanina bir bekci alip ki bu genelde ben veya giray oluyoruz, tuvalete gidiyor...

Cok uzun seneler altini islatmis birisi olarak benimde cis muhabbetlerim meshurdur... Belkide bu yuzden onlari en iyi anlayanlardanim... 

Korkak bir cocuk oldugumdan dolayi benimde hep bir kavalyem olmustur tuvalet maceralarimda, cok uzun yillar karpuz kavun gibi sulu seyler yiyememisimdir yatmadan once, herkes agzini sapirtarak, (bunu uyuzluguna yaparlardi  yerken ben cisli kaderime lanet ederek yutkunurdum:)))

Arkadaslarimda ve akrabalarda yatili kalmam yasakti, hasbelkader  kaldigim zamanlarda da butun gece uyumamak icin kitap okurdum.. Cok cisli olmamin bana kazandirdigi tek sey, kitap okuma aliskanligi olmustur...

Baska bir sehirde okul kazanip, evi terk etme zamani gelince, ailem artik konuya ciddi bir sekilde giris yapip, beni bir doktora gostermeye karar vermislerdi... Fiziksel hicbir bozuklugum yoktu, aslinda hersey korkmaktan ve birazda tembellikten geliyordu..( Anneme gorede simarikliktan ) Doktorun verdigi kirmizi kalp seklindeki ilaclar tesirini aninda gostermis, birden iyilesmistim (cok sonra bunlarin sadece seker oldugunu ogrenmistim)..

Evet artik yatagi islatmiyordum ama cisli kaderim beni terk etmiyordu, kaldigim yurtda tuvalet 3 kat asagida olunca kendimce icatlar yapip, problemimi hallediyordum..

Bu boyle devam etti durdu, arkadaslarim, 10 dakika icinde 2. kez tuvalete gitmiyorsam, merak edip nedenini sormaya baslamislardi ..Tuvalet yerleri konusunda uzman olup cikmistim...:)))

Bu durum Ingilteredede devam etti, ne kadar korkak oldugumu bilen arkadaslarim, cisimi yapmak icin krematoryuma (olu yakilan yer) bile girmeye razi oldugumu gorunce anladilar beni  ve cis derdimi...

Vallahi cok cisden bir muhabbet oldu, kusura bakmayin...

p.s. Beni google `da arattirarak bulup, yazilarimi okuyan eski arkadaslarimla gorusmeye basladim, iste bu da blog sahibi      
       olmanin baska guzel bir yani...

15 Eylül 2010 Çarşamba

VAR OLDUGUM SURECE...

Cok uzun seneler yasayacagimi iddia eden fallarin aksine icimde hep genc olecegim hissini tasimisimdir..

Evlenip cocuk sahibi olana dek olumden korkmadim, simdi tek dilegim cok uzun yillar, oglumla ve seninle beraber olabilmek... Bazen bensizliginizi hayal ediyorum, uzuluyorum, cunku bensiz yarim olacagini bana kanitladin ...
Biricik askim... Seni seviyorum...

--------------------------------------------------------

Siradan olmayan evlilik hayatimin buyuk bolumunu empati yaparak gecirdim, her hareketden sonra acaba bende boylemi davranirdim diye soruyorum... Tek bildigim sey, eger  ben O olsaydim, hizipciligin aksine, en sevdigim seye iyi baktigi icin ona hep minnettar kalirdim...
Herkesi anlamaya calisiyorum, kocayi, oglanlari, ve birde cikan gelinin yengelerini (bizim oralarda bu gerekli, gereksiz herseye salca olanlar icin kullanilir)... Problem yokken problem yaratmaya calisan, insanlarin acilariyla beslenen, sorunlu, kompleksli , egosu yuksek insanlarin hayatimda olmasina ne gerek vardi ki???

Ask herseye deger mi????

------------------------------------------------------ 

Amin Maalouf Yollarin Baslangicini okumaya calisiyorum bana kalan dakikalarda, ama ne Camlica gazozum var ne sam fistigim, perhizdeyim.. Duyurulur...:)))

31 Ağustos 2010 Salı

Hatırlamak, hatıralar.. Hepsi hayatın bir bölümünden...Keskin bir parfüm kokusu, eski bir şarkı, film, herşey bizi iyi kötü geçmişe götürebilir... Kimi kahkahayla, kimi gözyaşıyla hatırlanan eski hatıralar..

Bugün küçük tefal tencerem oldu saatlerce ağlamama sebep...

Dayımın mevlüdünde fenalaştığı için hastaneye kaldırılan rahmetli dedemin başındayken, sipariş ettiğim düdüklü tencereyle bu küçük tefal tencereyi acilde doktor beklerken akıllı kocam elime tutusturmuştu, o gün 2 aylık Giray'ım içimde,elimde düdüklü tencerem ve hediyesi küçük tencere ordan oraya endişeyle koşuşturmuştuk..

Neyseki dedem çabucak kendini toplamış, bütün aile mutlu mesut evimize dönmüştük..

----------------------------------

Sürekli yüksek sesle şikayet ediyorum...

Herşeyi.. Herkesi.. Hayatı.. Hayatımı..

------------------------------------

Bugün uzun zamandır şarkı söylemediğimi farkettim..Nerdeyse iki günde bir kitap aldığım halde, okumadığımi, sacimi boyamadigimi, anlamsizlik kavraminin icinde yavasca kayboldugumu..

24 Ağustos 2010 Salı

Ruhsuzlarin, yuzsuzlerin yasadigi bir dunya bu dunya...
Gormek istedigimiz yuzler bile icten ice ihanet icinde... Savas davullari caliyor... Oysa ben herseye gozumu kapattim., tek dusuncem, kacma arzularim,  Daglara.. yesilin her tonunun icinden gecen mavi nehre, kirmizi gelincik ciceklerine..




---------------------------------------------------------------------------------------
Koroglu daglarina cikacaktik, buz gibi akan kizilirmaga sarkatacaktik yurumekten sismis ayaklarimizi, daha cok kucuktum hayallere ortak olmak icin, biz beraber birak Koroglu daglarini, baska bir semte bile gidemedik... Seni kaybedisim, sana cok uzak oldugum zamanlara denk geldi...

17 Ağustos 2010 Salı

6 Ağustos 2010 Cuma

Getting rid of certain memories means making some room for new experiences.

Gecmisinden kurtulamamak kotu bir sey.. Surekli gecmisteki hatiralarla yasamak, onlari konusmak... Insaniz hersey bize bu dunyada... Kotu seylerde gorecegiz, Iyi seylerde, mutluda olacagiz yeri gelecek aglayacagizda..

Herkesin kotusu kendine,biri icin evladini kaybetmek en kotu seyken, digeri bunu kedisini kaybederken hissedebilir, Sevgilisi terk ettigi icin kendi yasamindan vazgecen insanlar var bu hayatta.. Bencil kalbimin asla cesaret edemeyecegi kimine gore buyukluk kimine gore aptallik...

Evlenmenin sorumluluk, bosanmanin dunyanin sonu, cocuk sahibi olmanin zulum oldugunu dusunenler,  Yasam akip gidiyor, geride biraktigimiz seylere sikica sarilmak niye???

26 Temmuz 2010 Pazartesi

KABATAS - KADIKOY 17.30 VAPURU

 Her tarafta metroseksueller... Sanirim bu adamlar guzellik salonlarindan cikmiyorlar...Vucudundaki fazla killari aldirtan, degisik giyim tarzlarinda hoslanan, piercing yaptiran ve disi yanlarini sergilemekten zevk alan ancak escinsel olmayan erkekler... Hele dun vapurdaki adam, resmen makyaj yapmis gibiydi...
------------------------------------------

Su siralar ne kitap okuyabiliyorum ne muzik dinleyebiliyorum, beynim vucudum cok yorgun, sadece uyumak istiyorum...
Geceleri uyuyamiyorum, sanirim havalardan... Giginin belli bir saatden sonra bize katilmasida cabasi... Angelina Jolie bir ropartajinda kalabalik bir aile olduklari icin buyuk yataga ihtiyaclari oldugunu soylemis,bu  bizim icinde gecerli... Gecen hafta buyuk oglanda geliyordu yataga, hatta 1 gun onceden rezerve ediyordu yerini ...
---------------------------------------------

Esim 1 ay boyunca izinli olacak, haliyle tum vaktini Gigiyle geciriyor... Cok kiskaniyorum cok...
------------------------------------------------

6 Temmuz 2010 Salı

TEŞEKKÜR EDERİM...

Yarın tatile çıkıyorum... 3 çocukla... 5 senedir bütün yaz tatillerimi çocuklarla geçiriyorum..

Çocukla tatil çok kolay olmuyor her yaşta farklı beklentileri oluyor çocukların, tabi bizdeki çocuklarda herşeyden mutlu olan cinslerden değil hep bir fazlasını isteyip tam gün animasyon istiyorlar..
Büyük konuştum kendi çocuğumu yetiştirme konusunda, estim gürledim.. Ama unuttuğum büyük bir etken vardı; çevreden salça olanlar... Herşeye karışıp o kendince çok değerli fikirlerini sürekli size kabul ettirmeye çalışanlar... 

--------------------------------------------------------

Kendimi tebrik ediyorum, büyük bir sınav verdim, ama başardım... Kolay değildi, benim açımdanda onun açısındanda, ama 5 sene boyunca, herşeye rağmen beni benimsedi... Olduğumuz gibi kabul ettik birbirimizi, abartmadık, oynamadık.. Kendimiz olduk... 

----------------------------------------------------------

Empati, belkide bu konuda en iyi işe yarayan şey, ben herşeye 4 gözle bakarım, dev objektif gözlüklerimi takarak, kimseye haksızlık etmeden..

----------------------------------------------------------

Çok sustum, tarzım olmadığı halde, oysa ben ne susan, ne kinini sürekli içine akıtıp diş bileyen insanları severim...İçim dışım birdir, hissettiklerimi gözlerimden okuyabilirsiniz...

SUSTUM ÇÜNKÜ AĞZIMI AÇTIĞIM ZAMAN YÜREĞİMİ KAPATMAM GEREKECEKTİ...
Rahmetli dedem çok kullanırdı, ya bu deveyi güdeceksin ya bu diyardan gideceksin haliyle banada bu deve sürüsünü  gütmek kaldı...
----------------------------------------------------------

24 Haziran 2010 Perşembe

KARIN AGRISI

Evim bomboş... Ses yok.. Oysa çok uzun zamandır ne çok istedim böyle olmasını... Ama olmuyormuş, yanımda olmadığı her gün çok zor geçiyor...

Seni Seviyorum oğlum...


-------------------------------------------------------------

İşten geldim, duş aldım, oturup TV seyrediyorum.... Yoğun iş temposundan sonra birden yavaşlamak garip geliyor.. Aslında ben evdede aynı tempoyla devam edenlerdenim.. Hiç iş bitmiyor, tembel koca, yerinde sabit duramayan her an meşgul olmaya ve etmeye meyilli bir çocuk, çok ama çok hareketli bir hayat...

----------------------------------------------------------------

İşimin güzel getirileri var, örneğin bedava uçak biletleri, otel davetleri, tatiller, falan filan... Haliyle pek zengin görünüyoruz ... Nevin'ciğim yok öyle bir şey... Vallahi Loto falan çıkmadı...

------------------------------------------------------------------

Ağlamaktan gözlerim şişti. şehit cenazeleriyle ilgili haberleri izliyorum... Ne diyebilirim ki???? Ne diyebilirim ki???
------------------------------------------------------------------

12 Mayıs 2010 Çarşamba

DEFNE... SANIRIM DEFNE

Ani kararlar vermek icin uygun zaman degildi... Bu yuzden ertelemelerim...

Bebek kokusu almaya basladi burnum yine, sanirim yumurtlama zamani geldi... Bir kiz hayalim var...  Guzel bir kiz.. Girayima benzesin,  onun da deniz mavisi, derin bakan gozleri olsun... Sorgulamadan, samimi, sicak baksin.. Gulerken agzi ve gozleride gulsun..

30 Nisan 2010 Cuma

RUHUM DILE GELMIS..... BEDENIMDEN DERTLI.....

Neden diye sorma... Yasamamaiz lazimmis yasadik... Saygi gordun sevildin, hemde bilmem kac kez, kimlerin vazgecilmezi oldun ceteresIni tutmadim, sana guzel bir hayat verdim..
Hatirladigin zaman tebessum edecegin hatiralar.. Gozlerinindeki o sonsuz isilti, tebessum ettigin zaman hafif egrilen dudaklarin, herzaman hayata meydan okumaya hazir o tavrin hepsi benim eserim degilmi????

Simdi bana sirtini donemezsin, sana en fazla ihtiyacim oldugu su an beni birakip gidemezsin...  

27 Nisan 2010 Salı

Oyle bir yastayim ki ne gencim ne yasliyim...
Elime bir kulah dondurmanin yakismadigi bir yastayim...

Oysa ne cok severim, hele birde limonluysa dondurmam keyfime diyecek yoktur...

-----------------------------

Hosgoru, hosgoru, hosgoru ama nereye kadar????
Insanlar istedikleri ve sectikleri hayati yasiyorlarsa, ben niye burdayim???
 Buraya nasil geldim????

------------------------
 
Her mutsuz oldugumda, daha kotusunu neden dusuneyim ki??? Bir an icin kucuk bir
sey icin de olsa mutsuz olmaya hakkim yokmu benim??? Polyannacilik oynamak istemiyorum artik..                                                                                              

15 Mart 2010 Pazartesi

Her yil oldugu gibi Daimi bu senede dogumgunumu unutmadi...

26 Şubat 2010 Cuma

Dun gece eve girereken garaj kapisinin yanina birakilmis bir cift yeni siyah kadin ayakkabisi dikkatimi cekti... Ben onlara nine ayakkabisi derim, ortopedik cirkin gorunuslu ayakkabilardan..

Birisi ayakkabisini burda unutmus diyecek oldum ki, ablam yazik sanirim apartmandan birisi vefat etmis dedi... Google dan arastirdim, gelenekmis, olmus kisinin ayakkabisi disari birakilirmis bir sekilde cevreye bildirme sekliymis...

4 sene boyunca ayni apartmanda oturdugumuz halde hic karsilasmadigim Rezzan Teyze`ye; Ruhun sad olsun.

------------------------------

Cok uzun yillar onceydi, yazdi sanirim... Cok yogun calistigim bir donemdi.. Deliler gibi calisiyordum... Sonra bir gun bayilacak gibi oldum, hastaneye kaldirmislar arkadaslar, o zamandan sonra bayilmaktan korkar olmus, enteresan duygular hissetmeye baslamistim,, terlemeler, kalp carpintilari, bulaniklik hissi... Cok Doktora gittim, hastalik hastasi bir insan degildim ama yanlis bir seylerin oldugunu anliyordum... En sonunda panik atagin bilmem kacinci evresini gecirdigim soylendi...
Bir kac ilginc psikiyatrist gorusmesi, sacma sapan ilaclar bu hastaliktan kendimi sadece kendimin kurtaracagini anlamama yetti..

Herkesin yaptigi ise saygim var, ama cok yakin bir aile dostumuz olan beyin cerrahi Sukru amcanin, kafa doktorlariyla ilgili bir tespiti vardir...`` Yumurta hafif catlak olabilir ama ona ne kadar cok dokunursaniz o kadar cabuk kirilir``..
--------------------------

Sirlarimiz var, belli tek basina tasimak ona cok agir geliyor birisiyle konusma ihtiyaci duyuyor.. Soyleyebilecegim cok sey yok, ama yapacagim cok sey var, sevgi ve guven her zorlugu asiyor...

8 Şubat 2010 Pazartesi


Cok sey hayal ettim bu hayatta, gerceklestirebildiklerim icin sukrettim yapamadiklarim icin isyan etmedim ; kader kisvesi altinda kabul ettim...

Oysa ben 30` lu yaslarda NY `da 5. cadde uzerinde bulunan en gorkemli gokdeleninin bilmem kacinci katinda yasayan unlu bir yazar olacaktim, belkide ``en iyi senaryo dalinda`` Oskari kazanmis ilk Turk olup,entel dantel alemlere dalacak, kimi zaman simarik zengin bunalimlarina girip dibe vuracak, sonra belki teselliyi baska seylerde arayip tekrar dogacaktim...

Ordan oraya savrulacagimi sanmistim; bilakis uzun vadeli oldu herseyim...

Olmadi, olmadigi gibi neyden kactiysam ona yakalandim, mizac itibariyla, dul adam almam dedim gittim bonusu olan bir dul ile evlendim... Oysa bilmem kac kez dilimi isirip, tahtalara vurup, kulaklarimi cekmistim...

Pismanmiyim??? Asla... Yuzlerce kez gelmis olsaydim bu dunyaya hic tereddutsuz yine onu isterdim..

Isyankarligima sahitler tek kocada kalmaz bu demislerdi, yanildilar... Bes parmagimin sayisini gecmedi ask sandigim asklarim...

Simdi dimdik duruyorum durdugum yerde, oyle bir yer ki , lavanta bahceleri gibi en guzel rengi ve en sevdigim kokuyu barindiriyor..